20 Eki 2008

Deliorman

Bundan sonra sizlere doğduğum topraklara has lezzetler de sunmaya çalışıcam. Zira biraz farklı bir damak tadı var diyebilirim. Deliorman Sofrasının en önemli özelliği daha çok süt ve süt ürünlerine dayanmasıdır benim gözlemlerimce. Şimdi sizlere birkaç fotoğrafla oraları gezdireyim.
Resimlerde gördüğünüz tarihlerde memleketim Deliormandaydık. Yapılacak işlerden çevremdeki güzellikleri fotoğraflamaya fazla zaman olmasa da işte çekebildiklerimden bazıları.
Anneannemin bahçesindeki çiğdemler. Sabahın köründe onları görünce öyle sevindim ki. Çünkü küçükken en sevdiğim şey anneannemin bahçesiydi, hep güzel çiçekler açardı onun bahçesinde ama kardeşim ve ben çok sopa yemişizdir o çiçeklere dokunmayalım diye.


Hala meyve var üzerinde çünkü bu bir kış armudu. Bahçeden koparıp yemeyi öyle çok özledim ki. Dalında meyve görmek bile beni heyecanlandırdı.


Razgrat şehrinde böyle bir şey gördüm. Sokak lambası olur da lamba kadar yüksek sokak saksılığı görmek ilginçti. Bunlardan daha çok vardı ama güzel tarafı hepsinin çiçeklerinin böyle congur congur açmış olmasıydı. Ben beğendim.


Bu yıkıntı da ne? Razgratın göbeğinde bulunan, çürümeye bırakılan MAKTUL İBRAHİM PAŞA CAMİİ. Yakından bakmayın daha fazla içiniz burkulacak. Bu kadar kötü nasıl davranılır tarihi esere. Bu cami balkanların (istanbul hariç avrupanın) en büyük 3. camisidir. 1530 da inşa edilmiştir. Restorasyonu için çok çaba ve kaynak bulunmasına rağmen bu yapılamamıştır. İsmini google'a yazın bakın neler bulacaksınız hakkında. Çok üzgünüm onu böyle gördüğüme araştırdıktan sonra daha da üzüldüm.
 
Günaydın Adın ne senin (diye sordum),
Üüküş dedi kız (Rükiyenin kısacası bu)
Sabahın 8inde anaokul kapısının önünde.
Bizim oralarda r harfini telafüz etmeye uğraşmazlar da...
(fotoğraf makinamın saati 1 saat geri sanırım şimdi fark ettim).
Köyün kütüphanesinin bahçesi bu. Deliormana yakışır bir bahçe bence. Yemyeşil.

Bu da Üüküşün anaokulu.


Sonbaharın güzelliğini şehirde binalar arasında yaşayamıyoruz. Bu yüzden, arabadan da olsa bu renkleri saklamak istedim f.makinamda.


5 yorum :

Kürksever dedi ki...

Çok güzel fotoğraflar.

Bu arada, makinenizin saati sanırım Türkiye saati, Bulgaristan bir saat ileride olmalı, o yüzden saatler geri çıkmıştır.

Suzy dedi ki...

Coşkun Hürsel: :) Bulgaristanın saatleriyle alakalı bir durum değildi bu:) Sadece makinamın saatini ayarlamayı unutmuşum o kadar. Bulgaristana gittiğim zaman saatleri ileri ya da geri almam gerekmez standart saat uygulamasındalar.

TALA (BIRAKTIĞIM İZLER) dedi ki...

Merhabalar. Deliorman adını daha sonra dızmanayı, sütlü çorbayı. ve kaymaklı biberi görünce yorum yazmadan geçemedim.ellerine sağlık. Biz de 1903 yılında Deliorman bölgesinden gelip Eskişehir e yerleşmişiz ve hala bu lezzetler bizdede yapılır. İlave olarak kırma, sütlü köfte, kirde bayılırım bunlara. Benim oğlanlarda yarı Akdenizli olsalarda (Antalya) sütlü çorba en sevdikleri çorbalar arasında. Neyse ellerine sağlık. Kolay gelsin

Suzy dedi ki...

herteldentala: Woaaw, inanmıyorum. O kadar uzun süredir kültürün korunup saklanabildiğine. Yine de dızmanadan insan neden vazgeçemez biliyorum;) Pek tabii sütlü çorbadan da... Yine görüşmek üzre sevgiler...

Adsız dedi ki...

mandalardan ne yaparım diye ararken sizin blogğunuza rastladım. Biraz karıştırdıktan sonra sizin Deliormanlı olduğunuzu gördüm çok merak ettim acaba neresinden?Ayrıca çokta marifetlisiniz.