17 Ara 2009
2009'un son mimi
Zamanında mı geldi bu mim? Yoksa evrende herşey zamanında olur da tesadüf denen inanışı biz mi yarattık? Bilmiyorum cevabını, bu mime ne yazacağımı da bilmiyorum. Bakalım neler çıkacak...
Mimleyen: Tuğçe Bektaş
Tuğçe istemiş ki 2010'da neler istediğimi yazayım. Sadece 10 madde yetermiş. Belki de o kadar çok dileğim yoktur kim bilir. Başlayalım bakalım.
1- Sağlık: Liloş hiç hastalanmasın ve hastaneye bir daha kapatılmayayım onunla. Hemşireler Liliciğimin ellerini kalitesi düşük iğnelerle delik deşik etmesin damar yolu ararken ve morarana kadar sıkmasınlar tombul minik ellerini kan almak için. Lili nefesi kesilinceye kadar ağlayıp, gözlerime "beni neden korumuyorsun" diye bakmasın o an. Serumlu eliyle topa vurmaya ve oynamaya çalışıp yalvarır gözlerle "anne çıkaw şunuuu" diye ağlamasın. Ateşi yükselip kollarımda morararak kendinden geçmesin ve bir daha onu kollarımda kaybettiğimi düşündüğüm bir an olmasın; ne 2010'da ne de daha sonra.
2- Huzur: Kızıma yazdığım kullanım kılavuzu mahiyeti taşıyan bloğumu huzurla yazayım. Ona kötü hatıra bırakacak eleştiri görünümlü emeğimi küçümseyen aşağlamalara maruz kalmayayım. Herkes bilsin ki kendime tasarladıklarım, bulduğum malzemelerden ve ihtiyaçlarımdan ve imkansızlıklardan ve içimden öyle geldiğinden. Her imkana sahip olmayanların nasıl çözüm getireceği konusundaki fikirlerimi anlayışsızlıkla karşılamasınlar, o imkanlar ki, maddi olabilir, vakit darlığı olabilir, bilgi eksikliği olabilir... Olabilir insanız. Öküz altında buzağı aramasınlar. Bazen herşeyin olduğu gibi göründüğünü ve birisinden etkilenerek yaptığımı yazmadıysam gerçekten onu görmediğim için, etkilenmediğim için yazmadığımı artık anlasınlar. Zaten etkilendiklerimi yazıyorum, bunun üzerine boş lafa gerek yok.
3- Para: Artık iş bulayım ama şöyle yeteneklerimi değerlendirip bilgilerimi kulanacağım ve yabancı dillerimi bana unutturmayıp iyi gelir sağlayan bir iş olsun ama Lili'ye ve hobilerime vakit ayırabilmemi sağlasın. (bu biraz fazla oldu biliyorum, eğer iyi gelirim olacak ve Lilime vakit ayırabilceksem bir kaç şartımdan vaz geçebilirim sanıyorum:)
4- Mutluluk: Bu madde birinci madde ile çok alakalı. Derine inmeye gerek yok. İlk üçü olursa bunun kendiliğinden olacağından eminim.
5- Yok ama illa yazmam gerekirse; Liliciğim küvetine oje dökerek oradan parmaklarını ojelememesi gerektiğini kavrasın, hatta ojenin annesine ait olduğunu da. Duvarlarda değil de resim defterinde resim sanatını icra etsin. Makyaj malzemelerimi rahat bıraksın, deri koltuklarımı da... Babasının ayakkabıları ile yeni temizlediğim evde gezmesin, hep söylüyorum emeğe saygı:) Boyunun erebildiği yerlerde olan ne varsa alıp alıp yerlere atmasın ve evimi 2010'da biraz ev görüntüsünde göreyim, sadece biraz (zira şimdi bir oyun alanını andırıyor bütün ev). Hazır yeni ütülediğim çamaşırları etrafa savurup geri kalanların üstüne yatmak suretiyle onları kırıştırmasın. Makasla saçlarını kesmesin. Evdeki şehriyeyi, bulguru, tuzu, unu oturma odasının halısının ortasına döküp yemek yapıyorum diye bana yutturmaya çalışmasın. Yapmasın bunları yaaa, yapmasın. Çok şey istemiyorum ben:)
Devam edilecek başka maddem yok. Sizin varsa alın mimlenin. Bendensiniz...
Etiketler:
BLOG ÖDÜLLERİM
,
LİLİBEBEK ANILARI
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(
Atom
)
30 yorum :
Ya rahat bıraksana sen benim kızımı, ne çok şikayet ediyorsun :P Bak telefonda bile "kızım anneyi döveyimmi?" diyorum "döv" diyor :)))))
Şaka bir yana RABBİM HASTALIK YÜZÜ GÖSTERMESİN MELEKLERİMİZE, ALLAHIM ONLARIN ACISINI YAŞATMASIN İNŞALLAH. Sağlık olduktan sonra gerisi teferruat.
Sabah sabah yüzümde kocaman bir tebessüm belirdi sayende.. (5. madde dolayısıyla :))
Rabbim, nazardan saklasın aileni..
2010 ömründe hep mutlulukla hatırlayacağın bir yıl olur inşallah.. Sevgiler.
Volkan-Kaldera: yaw sermesene benim kirli çamaşırlarımı bloğa:) püsküllü seniiii. Aaamiin...
5. maddene bayıldım. Allah sizlere sağlıklı huzurlu yarınlar nasip etsin insallah.
Fatma sultan ve alişnur: ehe ehe siz gülün:) Evde yiyecek kalmadı hepsi halıya döküldü bir günde (herhalde mevlitlik hazırladı yemeğini), halıların yüzüne bakılmıyor, duvarlar Lili yazıtlarıyla doldu. Sanırım çocuk geleceğe ama çok uzak geleceğe mesajlar bırakıyor. Bir de üstüne üstlük sanki kabile reisinin kızıymış gibi NÜ geziyor evde. Özgürlük dedik de daniskasını çıkardı özgürlüğün. Mini eteği anlıyorum ama donsuz gezmek lütfen lütfen ayıb oluyor.... lütfen
Suzy Selam,
Sessiz sedasız uzun bir zamandır ürettiklerini izliyor ve bende taklit etmeye çalışıyorum :) Ürettiklerinin hepsini beğenerek biraz da acaba yapabilir miyimlerle başbaşa kalıyorum.
Ama benim diyeceğim, bana suskunluğumu bozduran şey bambaşka. Herşey elinin altında olan ve hiçbirşey için çaba göstermemiş insanlar emeğin kıymetini bilemiyor maalesef. Ürettiklerinin takdir edilmeyi hak eden şeyler olduğunu düşünüyorum. Ayrıca Laçin'i de takip ediyor ve ondan da birşeyler öğrenmeye çalışıyorum. Laçin'le benzeyen kıyafetler var evet fakat bu sorun edilmemeli. Hele de sen ilham perim diye bahsediyorsan Laçin'den ve Laçin de gelip senin sitene güzel yorumlar bırakıyorsa. Zaten bloğu devamlı takip edip te yorumlara kadar ANLAYARAK okuyan insan sayısı az olduğu için artık üzülme. Bu yazında da hala içinin sızlamış olduğunu hissediyorum, umarım öyle değildir.
Sana ve Lili'ye Sağlık, Mutluluk ve bol bol güzel günler diliyorum.
Bak sen Lili'ye. Hiç canınız sıkılmaz böyle yaratıcı bi afacanla. Her gün yeni bir macera:)))
2010'da tüm dileklerinizin gerçek olmasını dileğiyle...
Allahım ne sabırlsın anneciğim sen, şu yazdıklarını ben kaldırabilir miydim bilmiyorum. Sanırım annelik böyle birşey..
Lily nin çalışmalarına bakılırsa, annesinin kızı olacak.. şimdiden denemelere başlamış bile :)) yalnız Lily baktı ki annesi tekstil konusunda aldı yürüdü orada fark oluşturması zor, o da kendine yemek alanını seçmiş :)))
Fatmam sultanım, gene doğru söyledin sanırım. Sanırım elbiselerden çok spor ayakkabılar ve yemek yapmak üzerine uzmanlık yapıcak kim bilir...
Evet ya Nazan haklı annesi yaramaz aslında kızı değil :) Tüm dileklerene kavuşman dileğiyle
Stil Direktörüm, ohoooo, nedir bu Lilicik dayanışması?:) Ya ben, ya ben:)Ya ellerim delindi duvar sileken diyorum, rujlarla koltuklara yazdı, ojeleri bulduğu yere döküyor diyorum. Onların hepsini ben temizliyorum.
Mügerdem: İzlediğin ve ayrıntılarıyla okuduğun belli. Demek ki kendimi yanlış ifade ettiğim filan yok. Bazı insanlara çok basite indirgeyerek açıklama yapmak gerekiyor, bazıları ise sessizce izliyorum deyip doğru anladığını da belirtebiliyor yorumlarında senin gibi. Sevindim böyle okuyanlarımın da olduğuna. Sadece fotoğraflara bakarak beni anlayacaklarını sanmaları ilginç. Kendimi anlatmak için hiç bir zaman fazla efor harcamam aslında ama son günlerde buna çok mecbur bırakıldım, bu kadar da önemli kişi hiç olmadım. Bunu yapmıyordum çünkü ben kendimi anlatırken çok yoruluyorum. Halbuki yapmam gereken bir yığın iş oluyor gün içerisinde bir de buna enerjimi harcarsam kızımın yaramazlıklarına katlanamıyorum o zaman. Ayrıca ben de sıradan bir insanım en nihayetinde beni doğru anlasalar ne oluuur, anlamasalar ne olur, ne kaybederiz. Bu bloğu yazsam ne oluuur, yazmasam ne olur, fikirlerim herkesin üretebileceği türden basit fikirler zaten, hayat kurtarmıyorum burda doktorlar gibi:)
Sorun, kapatmamamı isteyen okuyucularımı dinleyince daha da büyüdü. Üzücü olan da o zaman oldu ki beni eleştirenlerden ikincisi benim eleştiriye açık biri olmadığımı, sadece güzel yorumları kabullenebildiğimi yazdı. Anlamadığım; yorum demek eleştiri demek olarak neden anlaşılıyor. Yorum yazıyorum diye "sen filancanın çakması bile olamazsın" demek ne demek. Bence taklidini ettiğimi söyledikleri şeyin linkini verseler de yayınlasam ne güzel olurdu, çocuğumu bırakıp, dakikalarca arayıp kendim bulmak yerine. Nerden çıkardılar bu taklit olayını, ettiğim zaman söylemiyor muyum, söylüyorum hem biliyor musun istesem o omuzluğun aynısını da yaparmışım, çok beğendim.
Eleştirme hakkını onlara kim veriyor. Beni ancak ailem eleştirebilir; görüp geçirdiklerimiz bir olduğu için ve sınıf arkadaşlarım eleştirebilir: okuduklarımız bir olduğu için ve yaptığım işin ustası eleştirebilir; benden daha iyi bildiği için. Benden belirli bir hususta daha iyi olmadıkları halde kim oluyorlar da eleştirmeye kalkıyorlar. Elbette açık değilim. Fikir istediğim zaman yazıyorum, olmuş mu olmamış mı diye. Bir şey olmadıysa onun olmadığını bilecek kadar görüyorum ben. Kaldı ki beğenmiyorlarsa o onların fikri ben fikirlerini yayınlarım; sadece eleştiriyi doğru kişilerin yapması taraftarıyım. Artık içim acımıyor. Sen eleştiri kabul etmiyorsun dediklerinde dank etti kafama: evet kabul etmiyorum. Sana da beni yormadan doğru anladığın için çok teşekkür ediyorum. Her gün daha da iyi oluyorum Mügecim merak etme. O eleştirmenler biriyle anlaşamadığımız hususunda anlaşmaya vardık en nihayet ve yorumlarını silip kaldırdım. Yeni bir başlangıç yapamam ama bu bloğu yazarken de aman bu yaptığımı benden daha önce kim yapmış diye saaatleerce PC başında duramam. Hatırladıklarımı yazıyorum zaten. Benim için üzülme, doğru anlamışsın beni ama üzülme çünkü yaşamam gereken bir hadiseymiş. Öğrendiğim o kadar çok ders oldu ki...
Bizim gibiler: Teşekkürler, valla can man sıkıntı hiç tanımadığım kelimeler Liloş sayesinde:)
Tuğçe: Ne diyorsun yaaa şimdi hastahaneden geldik, burnuna pul soktu. Doktor doktor pul aradık minicik burnunda cadının. Yiyeyim böyle anneliğiiii....
ilk izlenim; yoğun ve ilginç fikirlerle dolu dolu olduğunu hissettiren bir blog .Ayrıca dar zamanda gördüğüm önlük kolye bir harika.
Ezel Kızın Dünyası: Sizin fikirlerinizi de yorumu yazmadan önce gördüm. Bloğunuzda da belirttim ama yorumları okuyanlar da bilsin ki kendi evme geçersem bir gün ben de o siyah bordürlerden yapıcam kızıma. Varlığınızdan haberdar ettiğiniz için tekrar teşekkürler.
AH CANIIM ANLADIĞIM KADARIYLA ŞEKER HAVALE GEÇİRMİŞ VESENDE ONUN ETKİSİNDEN KURTULAMAMIŞSIN. TATLIM HAVALE GENETİK BİR HADİSEYMİŞ,BİLİYORMUSUN? ANNE VEYA BABA GEÇİRDİYSE ÇOCUKTA MUTLAKA GEÇİRİYORMUŞ.BENİM KIZIMDA, OĞLUMDA BİRER KERE GEÇİRDİ.OANLARI HALA HATIRLADIKÇA TÜYLERİM DİKEN DİKEN OLUYOR.ÜSTELİKTE BİLİNÇLİ BİR ANNE OLMAMA RAĞMEN.AMA DOKTORUMUZ HARİKA BİR DOKTORDU VE BEN ÇOCUKLARIM BÜYÜYENE KADAR HİÇ EVİMDEN NOVALJİN DAMLAYI EKSİK ETMEDİM.ÇÜNKÜ İNATÇI ATEŞLERDE PARASETAMOLUN İİÇİNE BEŞ ALTI DAMLANOVLJİN DAMLA DAMLATTINMI HEMEN DÜŞÜYOR O İNATÇI ATEŞ .ALLAH RAZI OLSUN DOKTORUMUZDAN .EVDEN NOVALJİN DAMLAYI ASALA EKSİK ETME DEDİ VE BEN ÇOCUKLARIN İNATÇI ATEŞLERİNDE HEP ONU KULLANDIM.ŞİMDİ KOCAMAN GENÇ KIZ VE DELİKANLI OLDULAR.BENCE ŞEKERE NAZAR DEĞMİŞ.ALLAH ONU NAZARDAN KORUSUN.BAK SANA KOMİK BİR ŞEY ANLATAYIM BENİM KIZIM ÜÇ YAŞINDAYKEN BİR GÜN EVDEKİ KADINA BIRAKIP DIŞARI ÇIKMAK ZORUNDA KALMIŞTIM.EVE DÖNDÜĞÜMDE BİR BAKTIM BENİM KIZ IŞIL IŞIL PARLIYOR.NE OLDU DEDİM .KADINCAĞIZ BU YÜZÜNE ACI BİR ŞEYLER SÜRMÜŞ DEDİ. ODA YENİYENİ OKUMAYI ÖĞRENİYOR ... BENİM KIZ ACI BADEM KREMİNİ SÜSLENİYORUM DİYE YÜZÜNE BOCA ETMİŞ KADINCAĞIZDA ACIYI OKUYUNCA AKLI GİTMİŞ KIZIN YÜZÜNÜ OVA OVA DEFALARCA YIKAMIŞ KIZ ONDAN PARLIYORMUŞ.ALLAHA EMENET ŞEKER.SEVGİLER.
OYOYOY yerinm ben liloşumu ya canım resimdede ne güzel çıkmış o öyle.Okuyup gülüyordum eşim ne oldu dedi onada okudum.Yicez biz o liloşu yiyeceğiz.Tabi bize şeker geliyorda birde suzye sor çektiklerini:) Canım 2010 her şey günlünce olsun inşallah.Öptüm sizi
Seni çok iyi anlıyorum, özellikle 'laf anlatmak isterken yorulma' kısmını. Çok iyi olman ve üretmeye son hız devam etmen dileğiyle Suzy...
Sibel: Doğrudur, havaleye yakındı tam olarak değil sadece çünkü annemle hemen müdahale ettik. Ben onun ateşinin olduğunu anlayana kadar olmuştu herşey. Yeni uykudan uyanmıştı. Her uykudan kalkınca sevişiriz biz kucak kucağa ben de öyle bişey sandım. Sonra bir anda morardı ve gözleri kaydı, "anne" dedi kısık bir sesle ve ondan sonra evin içinde koşuşutumaca başladı zaten. Ateş düşürücüyü verince her şey yoluna girmeye başladı zaten. Novaljin de hep bulunur evde. Kendim için bile inatçı ateşte kullanıyorum. Mucize:)hakkaten. Senin acıbadem yağı olayına da çok güldüm:) Tam da birine bırakmayı düşünüyordum bu aralar Liloşu, işe başlayabilmek için. Bir süre daha mı beklersem...
Karabıdıkım: Hehe bana da şeker geliyor da bazen abartıyor... Sen görsen ne yalakalıklar yapıyor bi zarar yapınca:) Annecim özür dilerimler, öpücükler... Allahım ya, salıversem yiyeceksiniz öyle mi:) Çok teşekkür ederim canım benim. Fotoğrafı doğum gününden. Biraz oynadım fotoğrafla. Eğer varsa elindePaint.net programında sofetn portrait ayarı bu şekilde güzel yapıyor görüntüyü. 010da sizin için de herşey gönlünüzce olsun. Bizler de öpüyoruz.
Mügerdem: Tekrar tekrar çok çok çok teşekkür ederim. Sana önce farklı bir cevap yazmıştım ama nedense yayınlanmamış. Blogspota da bişeyler oluyor. Sonra gördüm ki yayınlanmamış tekrar yazdım. Tam da anlatmaktan yoruldum derken bir kazık da blogspottan aldık iyi mi:) Neyse ya kendimi daha çok anlatmam gerekecek (ki bu çok sıkıcı bence) ya da eski taz eski hamam devam edip bırakıcam berni Mügeler anlasın Meryemler taşlasın, ne yapalım dimi? Tekrar teşekkür ederim. Sevgiler.
Konuşmaların sıcacık suzycim gülümsettin beni :) sessizliğimi bir ve de pir bozdum bende sanırım. Lili çok güzel bir çocuk Allah ağzınızın tadını bozmasın :)
Mügerdem: İyi oldu bozduğun, ben bunca okuyanın ve sevenin olduğunu bilseydim herhalde daha bağlanırdım bloğuma. Bu kadar çabuk vaz geçmezdim onu yazmaktan. Hayaaaat, hayat büyük bir öğreti ve terbiye. Bu olanlar da birer dönüm noktası. Bakalım etkileri ne olacak. Yaşayıp göreceğim sanırım. Hatta hep beraber göreceğiz çünkü okuyanlarım artık daha yanımda ve daha destekçi. Bu harika bir şey. Görmediğim birsürü insan destek oluyor ve aramızda büyük bir sevgi bağı var. Bana yazmayanların bile incik cincik okuduğunu biliyorum artık sayende. Hepinizi tanımak da çok özel bir duygu ayrıca. İyi ki kurmuşum bu bloğu.
merhaba bu blogu yeni görenlerdenim.bizden sımsıcak bir merhabaaaaaaa
Serpil: buluştuğumuza sevindim demeliyim o zaman. Bizlerden de merhabalaaar...
Temizle bana ne :) Ona torpil geçtim eheh
Stil Direktörü: Afferim be:) Senin için yaramaz bu Lili gibi, ondan onu destekliyorsun:)Yaramaz direktörüm benim. Yazın süper, biraz önce okudum bloğunda, hatta Lİli kolumdan çekse bile yorum yazmaya çalıştım ama...
Şu çamaşır muhabbetini okuyunca, aklım 2 buçuk yaşındaki yeğenimin tuvalet olayını yeni yeni kavrarken annesi ütü yapıp onunla ilgilenmiyor diye yeni ütülenen çamaşırların üstüne işemesi geldi :) Baya bi azar işitmişti.
Çitlembik: ben niye şikayet ediyorum ki o zaman:) Eyvaaah, umarım bunu akıl edemez:) Uyarın için sağ ol çitlembik, benim Lili de 2 yaşında ve tuvalet olayını kavradığı günlerde... Anladım ben onu:)
Edi haklı, varsa yoksu liloşum :))))
Sen kendisine söyleme ama Allah bi minik liloş da (ama tıpkısının aynısı) Edi'ye versin diye hep dua ediyorum ben :)))
Volkan-Kaldera: Canım ya sağ olun arkadaşlar. Lilouma da allah sadece sağlık ve uzun ömür versin.Duğana da AMİN diyorum canııım:)kocaman AMİN:)
Yorum Gönder