29 Nis 2010

Kırmızı

Ceket dikmekten hep korkuyordum, sanırım korkumu yendim bir nebze. Bu ilk ceketim. Büzgülü dik yakası ile Burda'nın modellerinden (şubat 2010 - 101 no) elbette ama yanda bağlanan fiyonk fikri bana ait. Ceketin kollarını yelek gibi küçülttüm. Daha yazlık bir ceket olsun istedim. Etek de takım olarak dikildi ancak bu kadar iddialı bir rengi nasıl bir ortamda giyerim bilemem ama her şeyin yeri vardır.
İçinde yakalı gömlek yerine yakasız bir bluzla daha iyi gidecek diye düşündüm. O yakalar gözüme gözüme batıyor baktıkça. Ya sizce?

28 Nis 2010

23 Nisan Bebekleri ve Sahipleri

Hediye vermeyi seven biri olarak bu yarışmayı düzenlerken çok eğleneceğimi düşünmüştüm ama bekleme süreci beni çok sıktı. Sanırım bu yarışmada zevk aldığım nokta yeni bloggerlar tanıma, yeni bloglar görmek oldu. Bunun dışında bez bebeklerim de sahiplerini buldu. Yorumlar arasından kendi yorumumu da sildim ki sayarken olası bir hata olmasın. Bir tane yorumcu da bloğu olduğu halde duyurmadığı için yorumu tarafımdan silindi. Şimdi geçelim kazananları duyurmaya.
Lütfen yazdığım isimler bana lilitosuzy@gmail.com 'dan ulaşıp, isim - soyisim, teslimat adresi ve telefon bilgilerini versinler. Gönderiyi de PTT kargo ile yapacağım bilgileri olsun.

2. yorumcu (turuncu bez bebeğin sahibi oldu): Tuğba Sa. isimli yorumcu 6 yaşındaki kızı için istemiş.
22. yorumcu (lila bebeğin sahibi oldu): Nur (fayran) kimin için istediğini belirtmemiş ama umarım bez bebeğini sever.

Şimdi sıra Tuğba ve Nur'da. Gelsin adresler.... 1 - 2 - 3 :)

27 Nis 2010

Püsküllü bluz

İpekyol'da gördüğüm bu püsküllü omuzları, diktiğim bu tuniğe uyarladım. Böyle püsküller çok aramama rağmen bulamayınca kendim örmeye karar verdim. Hanımların çember oyası yaptıkları iplerden sadece bir tanesi yetti de arttı bile. Tığ ile yeteri kadar zincir çekince (25-30 zincir yeter) o zincirlere de oklava tekniği ile uzun zincirler çektim. Bu arada oklava değil soda şişesi kullandım ki uzun olsun püskülleri. Oklava ile yapsaydım bir kaç kez dolamak gerekecekti. Her zincire 2-3 kez battım ki püskülleri çok olsun. İş bitince de o uzun ilmekleri kesip püskül haline getirdim, uçlarını da biraz yaktım. Öylece onları bluzün omuzlarına monte ettim. 5-6 sıra bu püsküllerden dikince böyle göründü. Bluzun modeli de İpekyol'un bluzünün modeline benziyor ama ben tunik gibi biraz daha uzun tuttum.
Kumaşı da hatırladığınız gibi Kaldera ve Volkan'ın annesi almıştı ve kendine ve bana bluz dikmemi istemişti. Onun bluzünü diktim gönderdim bile ama benimkine anca sıra geldi. Modelde kararsızdım uzun süredir bu yüzden biraz dolabı bekledi.

23 Nisan Hediyelerime gelince yarışmanın da sabrımın da sonuna az kaldı. Çok yakında kazanan 2. kişiyi de ilan etme ümidi ile şimdilik kucak dolusu sevgiler.

24 Nis 2010

Denizci güller (2)


Daha önce de denizci güller isimli kolye yapmıştım. Onları çok sevdiğim bir arkadaşıma hediye ettim, beğendiğini söyledi...Umarım bunu da beğenmişsinizdir!

22 Nis 2010

23 Nisan Hediyeleri


Öncelikle hepinizin Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutlarım. Tüm çocukların ve içindeki çocuğu kaybetmeyenlerin bayramı bu.
Madem ki bu önemli günü Atatürk çocuklara yani geleceğimiz olanlara ithaf etmiş ve asıl onların sevineceği bir gün olsun istemiş, madem ki ben de bu bloğu kızıma hediye olsun diye yazıyorum, bu blogtan da sizlere (ya da çocuklarınıza desek daha doğru) gelsin bu hediyeler.
Bu hediyeler yukarıda gördüğünüz bez Lilibebekler. Mor renklisini daha önce bez bebek dikim aşamalarını anlatırken dikmiştim, turuncu olanı ise iki olsunlar da hediye edeyim diye bu gün bitirdim ve hemen bilgisayarıma koştum. Neden iki tane mi? Bloğumu takip ediyorsanız bilirsiniz ki benim uğurlu sayım ikidir. Bu yüzden iki!
Katılım koşullarım ise:
1. Bu yazıma yorum yazarak katılmak istediğinizi belirtmeniz.
2. Bloğumun izleyicisi olmanız.
3. Eğer varsa bloğunuzda yarışmamı duyurmanız.
Kazanma koşulları:
Yorumculardan 2. olan turuncu bebeği ve 22. olan da mor bebeği kazanacak.
İşte bu kadaaar... Hadi durmayın, yarın akşam saat 24:00da bu yarışma bitecek!

Not: Turuncu Lilibezbebek sahibini buldu ve 22. yorumcuyu bulana dek yarışma süresini uzattım. Bilgilerinize...
Bir kereden fazla katılımları kabul etmeyecek ve ilk katılımı var sayacağım.

20 Nis 2010

Somon ve deniz kabuğu

Deniz kabuklarını sedef renkli oje ile boyarsanız çok güzel gözükecekler. Hatta hafif simli olursa daha da romantik olur. Aksesuarlara müthiş uyum sağlayabilirler. Ben taçta kullandım ama broşlarda ya da kolyelerde...! Neden olmasın?
Daha önce sezon modasına dönüştürdüğüm bu somon ve danteller isimli çalışmama takım olarak yaptım bu tacı ve ikisini birden pasajıma eklemeyi düşünüyorum en kısa sürede. Neden hemen değil diyorsanız harici hard diskim bozuldu şimdi de ondan, fotoğraflarım da onun içinde. Bu teknolojinin bana ne garezi var bir anlasam.

13 Nis 2010

Lili - çilek tulum


Kış başında diktiğim tulumu ancak prova edebildik, kırmızıyı pek sevmez de küçük hanım...! Elbette kızımızın boyu uzadığı için, tulumun askıları kısa geldi, önceden pay bıraktığım için uzatılabilecekler şükür ki (eee ben bilmem mi Lilimi). Her şeye rağmen kıpkırmızı ve çilekli tulumu fotoğraflayabilmek için bir öğleden sonra, öğle uykusunu küçükhanım alınca koşa koşa hazırlandık.
Suzy: Koş annecim yakalayalım.
Lili: Neyi anne? Neyi?
Suzy: Güneşi! Fotoğraf çekebilmek için.
Lili: oooowww güneşi mi anne? (Şaşkın ve üzgün)
Suzy: Hm hm, en güzel güneşi:) Bunu deyince yüzünde bir mutlulukla, inamış olacak!
Lili: En güsey güneşi miiii?!???, yaşaşııınnn...
Koşarak içeri gidip cicilendik, saçımızı taradık, parfüm bile sıktık eee ne de olsa fotoğraf çekeceğiz, parfüm şart:) Hoplaya zıplaya fotoğraf faslı da bitince;
Lili: Anne, yakaladık mı, yakaladık mı?
Suzy: Neyi annecim?
Lili: En güse güneşi anneeee, en güsey güneşiiiii...

Bu eğlenceli çekimden ilham alarak bloğumun da yüzünü çilek tadında değiştirdim. Artık çilek mevsimine de girince doyarız. Şimdilik Liliyle idare ederim ben, minik çileğimle:)

Diğer çilek ciciler için tıklayınız...

10 Nis 2010

Peçete halkaları

Herkese peçete halkası götürmeye başladım ev hediyesi olarak. Her gören de beğeniyor. Bir de kendime yapayım dedim ve tabaklarımın deseninde olan birinci fotoğraftakileri kendime yaptım. Diğerleri ise Muji'ye hediye ettiklerimi çok beğenen arkadaşlarına hazırlandı sipariş üzerine. Biri siyah pullu ve boncuklu çiçekten diğeri ise tel çiçekten.
Kutuları da kendim yaptım. Doğru, en sonunda başardım. Lipton Earl Grey kutusu bu işte çok işime yaradı. Bu arada içebildiğim tek siyah çaydır. Hatta tadını bile özlediğimi itiraf etmeliyim. Kutusu da çok özel, kapağın tam önünde takılan bir yer düşünmüşler ki kapak kapatıldığında kendi kendine açılmasın. Bu hediyeler ve siparişler için çok iyi oldu gerçekten. Teşekkürler Lipton.
Bu arada yine Keyifli Hobiler sitesi sahibesi Nur'a teşekkür etmeden geçemem. O cesaret vermese bu kutu işi çoktan hayal olarak kalmıştı. Bazen minicik sözler ne güzel işlere vesile oluyor. Çok teşekkür ederin Nurcuğuuum:) O güzel peçete halkalarına bak bak doyamıyor insan. İçim açılıyor Keyifli Butiğinde. İyi ki yaratıyorsun ve paylaşıyorsun.

7 Nis 2010

Çuval giyse yakışır!


Lili'nin babası cicilerine pek düşkündür. Gömlek ya da pantalon seçimlerinde hep modern ve spor unsurları içeren ikisi bir aradalar tercihidir. Markalardan alışveriş yapmayı tercih eder benim aksime! Ne kadar da marka olsa bazen o gömlekler aksilikleri ile birlikte satın alınır. Mesela bu gömlekteki "a" harfi ilk yıkamada boya saldı ve beyaz gömlek leke leke oldu. Çoğu lekeyi halledebildiysem de bu "a" harfinin etrafındaki yerlerde kısmen belli oluyorlardı çünkü lekeler en yoğun olarak oradaydılar.
Çözüm mü? Hemen geçiyorum çözüme. Elimde, bize hediye edilen bir şarap şişesinin çuval kılıfı vardı (alttaki minik resimde görüyoruz.). Hemen uygun gördüğüm yerleri konsepte uyacak şekilde kestim ve lekelerin üzerine elle kibarca aplike ettim. Belki modern görünümden sıyrılıp daha bir vintage görünüyor artık markalı gömleğimiz ama babamız da beğenip kullandığına göre sorun yok. Hem vintage da moda değil mi canım!
Bu tip aplikelerde kullanabileceğimiz bir kağıt var ama ben Tekirdağ'da bulamadım. İsmini doğru olarak bilen varsa bana yazabilir, ben kristal kağıt dendiğini bir arkadaşımdan öğrendim. İki yüzü de yapışkan olan bu kağıdın bir yüzüne kumaşımızı ütü yardımı ile yapıştırıyoruz. Aplike şeklimizi kolayca çizip kesiyoruz. Ardından alttaki beyaz kağıdı atıp yapışkan yüzeyi eşyamızın üstüne getirip üstten tekrar ütülüyoruz. Bu kağıdı TV'de Derya Baykal'ın programına davetli olarak katılan Cemil İpekçi de kullanmıştı. Araştırmamda bana yardımcı olan dikiş dersi bloğunun sahibesine ve canım arkadaşım Müge'ye çok teşekkür ederim.

3 Nis 2010

Burda'da leopar


Burda dergisinden aldığım kalıpla çalıştığım leopar desenli penye kumaşla diktiğim bu elbiseyle karşınızdayım, uzun bir aradan sonra...
Bu leopar esintileri hiç bitmeyecek 2010'da da sanırım. Hala dikiyor, alıyor ve giyiyorsak demek ki çok beklemişiz birisinin içimizdeki Ahu Tuğba'yı çıkarmasını:) Şimdi de bırakamıyoruz...
Ben yokken neler oldu, ya da nereye kaybolduğumu merak edenlere kısaca özet geçeyim.
1. Yüksek Lisans başlattım.
2. Lili derste olduğum zamanlar bakıcısına eziyetler etti:(
3. Dişimden rahatsızlandım ve ağır bir antibiyotik tedavisi oldum.
4. Bilgisayarım çöktü.
5. Bilgisayarım tamir olsa da eksiklerim vardı. (artık yok ve yazıyorum:)
6. Şimdi de eşim dişinden ağır şekilde rahatsız. Ona kocaman geçmiş olsun diliyor ve kocaman maaamaaaaaş diyorum.
NOT: Mamaş; (Lilice) sarılmak demek:)