Yaklaşık on yıldır her sıkıntılı anımda aklımda çalıp duran bu şarkıyı bu günlerde sürekli dinliyorum. Zorluklara gülümsememi sağlıyor bu şarkı. Ani bir terslik olunca hemen "La plus belle pour aller danseeer:)" diyorum içimden ve devam ediyorum hayata. Yani her şeye rağmen devam etmemi sağlıyor bir şekilde. Her seferinde gözlerimi kapatıyorum ama başka bir hayalle dinliyorum onu. Bazen kuru bir sonbahar yaprağı olup fırtına ile denize savrulup düşüyorum ve yüzüyorum sonsuza dek, bazense bembeyaz bir tüy olup döne döne süzülüyorum gökyüzünden ama hiç konmuyorum yere. Bazen yağmurda ıslanıyorum yeşil çimenlerin üstünde çıplak ayakla yürürken bazen de karların üstüne atıp kendimi kalıbımı çıkarıyorum ve ona gülüyorum hayalimde. İşin ilginci de kimse ile paylaşmadım bunu bu güne dek. Bunların hepsi hep içimdendi.
Play tuşuna basınca 1964'e yolculuğa çıkacaksınız hazır olun, çünkü şarkı 1964'te yirmi yaşlarında olan Sylvie Vartan isimli ünlü bir şarkıcı tarafından seslendiriliyor. Siz de gözlerini kapayın dinlerken derim. Hayalleriniz sizi nereye götürecek çok merak ediyorum.
Doğrusu bu şarkı sende yoğunluk kazandığı için anlam kazanmış, banada gırtlağını temizlemeden söylenmiş bir şarkı hisisi veriyor. Yalan söyleyemiyorum işte bana hissettirdikleri bunlar Pavlovun köpeğini hatırla, her zil çaldığında yemek veriyorlarmışya, sende bu şarkıyı kendi kederlerinle beslemişsin, üstelik sözleride uzaktan yakından bir şey çağrıştırmadı. Üzgünüm, hayallerim buraya getirdi,
Üzgünüm lily beni yanlış anlama bana bir şey yaşatmadı, çünkü bu sana özel onun için saklamışsın. Başlarınada özel olabilir mesela suzy için ama hayal kurduğumda yada şarkıyı dinleyip hayal kurduğumda bana uzaktan yakından bir şeyler çağrıştırmıyor dili ingilizce olsa belki. Dil konusunada takılmadım. Takıldığım kelimelerimle seni üzmemek, kendimi daha iyi ifade etmeye çalışmak
dikişdersi: kurmak zorunda değilsin zaten canım benim, sadece kuran olursa acaba ne olur çok merak ettim benimkiler çok eğlenceliler de...
Ayşe SEVEN: Seni yanlış anlamadım canım elbette bana özel ve benim onu algıladığım şekilde başkalarının algılamasını beklemem. Ben de tam bunu merak ettim. Başkaları nasıl algılayacak. Sen de bunu anlatmışsın zaten yani seni bir yere götürmediğini ve sana birşeyler hissettirmediğini. Diline gelince bence müziğin dili bir müziği hissetmeme yeter. Sözlerini kim takar, beğenmezsem ona her seferinde yeni sözler yazabilirim; ki yapıyorum da:) Bunlar yine benim fikirlerim. Sen de kendini ifade edememen konusuna takılma, ben uslup seçimi takıntısı yaşamıyorum en azından bu takıntılara hiç mi hiç vaktim yok ve bunlara üzülmektense beni çok daha fazla sıkan olaylar var yeterince başımda. İstediğin şekilde ifade edebilirsin kendini. Özgür ol, olduğun gibi...
Bu tarz şarkı paylaşımları çok hoşuma gidiyor. Hepimizin çocukluğunda mutlaka bizlerde farklı izler bırakan ya da farklı yerlere götüren, hissettiren; ne bilim mutlu eden şarkılar yok mudur, işte onlardan biri sadece... İllaki hayal kurmaya da gerek yok, o an hissetmek de başka birşey.. bizi kendinize yakın hissedip paylaştığınız için teşekkürler. Ben eğlenceli buldum. Fransız şarkılarını severim, hele de eski olursa... İyi günler dilerim. Handan YİĞİT.
Handan YİĞİT: Ben de eski fransız şarkıları dinlerken nedense rahatlar gibi oluyorum. Aslında gerçekten gırtlaklarını farklı şekilde kullanıyorlar ama Türk Sanat Müziği dinlerken aklım Jazz dinlemiş gibi yorulabiliyor. Sanırım bana ağır geliyorlar.
11 yorum :
hoş şarkı.gerçekten de güzel ve çok meşhur bir kadındı bir zamanlar.
beyazperde: değil mi? nerden nerelere gelmiş bir hayat onunki. Hayran olunmayacak gibi değil.
Doğrusu bu şarkı sende yoğunluk kazandığı için anlam kazanmış, banada gırtlağını temizlemeden söylenmiş bir şarkı hisisi veriyor. Yalan söyleyemiyorum işte bana hissettirdikleri bunlar Pavlovun köpeğini hatırla, her zil çaldığında yemek veriyorlarmışya, sende bu şarkıyı kendi kederlerinle beslemişsin, üstelik sözleride uzaktan yakından bir şey çağrıştırmadı. Üzgünüm, hayallerim buraya getirdi,
Not: Yazan Jüri üyesi Simon Phillip Cowell'a
Ayşe SEVEN: Hayal kurmamışsın ki seni bir yere götürsünler:)
bende hayal kurmadım ,şarkı ilk anda tebessum ettirdi bende
Üzgünüm lily beni yanlış anlama bana bir şey yaşatmadı, çünkü bu sana özel onun için saklamışsın. Başlarınada özel olabilir mesela suzy için ama hayal kurduğumda yada şarkıyı dinleyip hayal kurduğumda bana uzaktan yakından bir şeyler çağrıştırmıyor dili ingilizce olsa belki. Dil konusunada takılmadım. Takıldığım kelimelerimle seni üzmemek, kendimi daha iyi ifade etmeye çalışmak
dikişdersi: kurmak zorunda değilsin zaten canım benim, sadece kuran olursa acaba ne olur çok merak ettim benimkiler çok eğlenceliler de...
Ayşe SEVEN: Seni yanlış anlamadım canım elbette bana özel ve benim onu algıladığım şekilde başkalarının algılamasını beklemem. Ben de tam bunu merak ettim. Başkaları nasıl algılayacak. Sen de bunu anlatmışsın zaten yani seni bir yere götürmediğini ve sana birşeyler hissettirmediğini. Diline gelince bence müziğin dili bir müziği hissetmeme yeter. Sözlerini kim takar, beğenmezsem ona her seferinde yeni sözler yazabilirim; ki yapıyorum da:) Bunlar yine benim fikirlerim. Sen de kendini ifade edememen konusuna takılma, ben uslup seçimi takıntısı yaşamıyorum en azından bu takıntılara hiç mi hiç vaktim yok ve bunlara üzülmektense beni çok daha fazla sıkan olaylar var yeterince başımda. İstediğin şekilde ifade edebilirsin kendini. Özgür ol, olduğun gibi...
Beni anlamış olman, seni kırmadığımı bana hissettirmen çok nazikçe teşekkürederim
Ayşe Seven: Ama sen gerçekten çok fazla üzülmüşsün ve endişelenmişsin Ayşecim. Ortada ne yanlış anlama ne de kırılma var geçtiiiii:D
Bu tarz şarkı paylaşımları çok hoşuma gidiyor. Hepimizin çocukluğunda mutlaka bizlerde farklı izler bırakan ya da farklı yerlere götüren, hissettiren; ne bilim mutlu eden şarkılar yok mudur, işte onlardan biri sadece... İllaki hayal kurmaya da gerek yok, o an hissetmek de başka birşey.. bizi kendinize yakın hissedip paylaştığınız için teşekkürler. Ben eğlenceli buldum. Fransız şarkılarını severim, hele de eski olursa... İyi günler dilerim. Handan YİĞİT.
Handan YİĞİT: Ben de eski fransız şarkıları dinlerken nedense rahatlar gibi oluyorum. Aslında gerçekten gırtlaklarını farklı şekilde kullanıyorlar ama Türk Sanat Müziği dinlerken aklım Jazz dinlemiş gibi yorulabiliyor. Sanırım bana ağır geliyorlar.
Yorum Gönder