Yazmıyorum diye üzülen, merak eden, blog aleminde fellik fellik (Suzy belki başka blog yazıyordur diye) arayan, ben bloğu yasak zamanında kapatınca beni bloğun facebook sayfasından bulup "o bloğu kapama, o bize moda derslerimizde lazım" diyen, "yazmıyorsun iyi misin Lili'ye mi bir şey oldu" diyen, Türk - yabancı, Türkiye'den ve yurt dışından yazan ve beni yalnız bırakmayan bütün okurlarım için yazıyorum. Ben "yazmayacağım" diye ısrar ettiğim sürece sizler bloğumu ısrarla tıkladınız ve blog istatistiklerim aylar önce bıraktığım gibi kalarak beni çok ama çok şaşırttı. Ben "geri dönmem" diye inat ettikçe sizler anlayışla ve sabırla "peki" deyip sessizce geri çekildiniz. İşte; Suzy itiraf ediyor ki dize geldi kendileri! Sevginin gerçekten bir çığ olduğuna inandı çünkü onun altına ezilip kaldı. Bunca sevgiyi alıp geri bir şeyler vermemek muhtemelen çok bencilce olurdu.
İşte karşınızdayım, sadece iyi olduğumu söylemek ve ıspatlamak istedim. Fotoğraf programımla silmeye çalıştığım o büyük gülücüğün sebebi sizlersiniz ve size olan minnettarlığım. İyi ki varsınız!
Bıraktığınız gibiyim. Hala dikmeye zaman ayırabiliyorum.
Kendime
FriChic' in
mavi eteğinin çingene pembesini diktim ve giydim. Rengarenk ojelermi de sürüp, şapkamı - kolyemi - yüzüklerimi - kemerimi taktım. ( böylece sıradan hayatıma sıradışı nüanslarla enerji katıyorum.)
Aykut Oğut okuyup sivri yönlerimi törpülemeye çalışıyorum ama hala başaramadım. (özellikle bir yönüm beni ciddi bir şekilde üzüyor)
Yüksek lisansımda tezimi yazma aşamasına geldim ama hala yazmadım.(daha çook okumam lazım çook)
Bir iş görüşmem var ama hala " haaaaaaaalaaaaa" sonuçlanmadı. (yaa sabır!)
Lili anaokulda 3 yaş grubundan mezun oldu, 4 yaş grubuna terfi etti;) (en azından O, başladığı işi bitirebiliyor;)
Her şey askıda ve yarım gibi görünebilir ama hayatta bir şeyler başlarken bazı şeyler biter, biliyoruz! Bu yüzden başlayan işler askıda görünüyor çünkü olgunluk sürecindeler. Her şeyin doğru ve kaliteli olması için gereken olgunlaşma süreçlerini kabul ediyorum. Biten işler ve hayatlardan ise bahsetmiyorum. Çünkü doğanın dengesi bu. Başlamak için bitmek - bitirmek gerekli. Bitense bitmiştir o kadar. Bütün bitenlere, olgunlaşıp gidenlere ve veda edenlere sevgilerimi gönderiyor ve onları affediyorum.
Bu gün dolunayın çekim gücü ile hayatımızda fazla olan her şeyden kurtulmak için bir kağıda hayatımızdan çıkarmak istediklerimizi yazıp o kağıdı yakacakmışız. Bu ritüeli yapmam gerekli diyenler için bu gece en uygunmuş.
Nuray Sayarı'dan öğrendim. Kağıt, kalem ve çakmak bu gece hazır olsun! Gitmesi gerekenlere veda etmeli;) Bu bizim bir parçamız bile olsa.