Nefis bir "Lezzet Turu"...
Biz eşimle bu gezimize Lezzet Turu adını verdik. Haliyle ilk akşam ne yiyeceğimiz bizim için çok önemliydi. Skala Potamia sahilinde uzun bir yürüyüşten sonra sıra sıra dizilen restoranları geçince sonunda bir köprü geçtik ve oradan sonra yürümek pek içimizden gelmedi. Işıklar azaldı, sanki hayat oradan sonra daha huzurluydu. Lili artık yürümek istemiyordu ve artık oturalım dediğimiz restoranın deniz kenarındaki masaları Türkiye'den gelen bir otobüs tarafından doldurulmuştu. Karşı tarafta ise komple Bulgarca konuşuluyordu. Bulgarlar oturmuş aralarında Yunan restoranları ile bizimkileri kıyaslarken aralarında kalan tek masaya biz oturduk. Belki de kalabalığın bildiği bir şey vardır dedik. Bulgarların yanında yerimizi alınca ben ön ve arka masada bizim restoran ve hizmet sektörümüzü hatta yemek ve servis kültürümüzün dedikodularına daldım. Garson yoğunluktan dolayı biraz geç geldi. Öncelikle hoş geldiniz dedikten sonra nereli olduğumuzu sordu İngilizce. Sonra Türkiye deyince elindeki menülere baktı. Sanırım Türkçe menüleri bitmişti malum otobüsten dolayı, ben de Bulgarca ya da İngilizce de olur deyince birden gözleri parladı kızın ve elindeki Bulgarca menüyü bana, İngilizceyi de eşime uzattı. Tam isabet dedim, gülüştük.
Bulunduğumuz restoran Captins Fish Taverna ( http://www.tripadvisor.com.tr/Restaurant_Review-g644221-d2692435-Reviews-Captains_Fish_Taverna-Skala_Potamias_Thasos_Northeast_Aegean_Islands.html ) diğer akşam da Magic Coast'ta ( http://www.tripadvisor.com.tr/Restaurant_Review-g644221-d2188416-Reviews-Magic_Coast-Skala_Potamias_Thasos_Northeast_Aegean_Islands.html ) yemeğimizi yiyoruz. Magic Coast daha şirin bir restorandı görünüşte ama Captan'ın yeri hizmet açısından çok daha profesyonel bir ekipleydi. Magic Coast'ta mum ışığında yediğimiz için fotoğraf yok üzgünüm. Sadece ilk gece.
Gelelim menüye...
Hani şu internette Thassos arattırınca gördüğünüz kurutulmak üzere ipe asılan ahtapotlar vardır ya, Captan'ın yerinde de bunlardan vardı. Hemen söyledim tabi. Sonra kalamarı nasıl kızarttıklarını merak ettim. Deniz ürünleri pilavı ve bir de fetalı patlıcan aldım. İçecek olarak ben beyaz şarap, eşim de Ouzo aldı. Lili için menü belli köfte tabağı ve kola. Hesap olarak sonunda bize 49,50 € getirdiler.
Mangalda - kurutulmuş ahtapot, fetalı (Feta: beyaz sert az yağılı peynir) patlıcan ve deniz ürünleri pilavı benden tam not alırken, köfte Lili'den geçer not alıyor. Beyaz şarabımı bütün gece içilmeye değer buluyorum eşimse yanlış marka ouzoya denk geliyor. Hangi marka içmemiz gerektiğini I-pad'e yazdım ama hotelde şarjda ipadimiz ve iyi ouzoyu ıskalıyoruz ilk gece.
Kalamarlarsa bence Türkiye'de Cunda'da yenilmeli. Kızartma yağı eskimiş bir kalamar asla lezzetli olmuyor ve o kadar kalın kesilince kalamarlar lastik gibi oluyor. Ya da lastik oluşu ön hazırlık işlemleri için yetersiz zaman oluşu olabilir bilmiyorum ama kötüydü. Kesinlikle yemek ve hizmette tartışılmayacak kadar çok öndeyiz. Tabi lezzet turunun keşfi ne oldu derseniz bence şu altta gördüğünüz Fetalı Patlıcan Saganaki. (Yunancayı söktüm diyebilirim saganaki - sağanda demek, patlacani - patlıcan ve feta öğrendiğim tek yabancı kelime de beyaz peynir;) Yediğim en iyi fetalı patlıcanla tatilin sonunda tanıştım, onu da yazarım ama yine de Captan'ın yeri olmasa bu mezeyi asla keşfedemezdim. O zaman bu turun ilk karını fetalı patıcan olarak işaretliyorum. Eve dönünce ilk iş bunu deniyorum ve bingo... Artık bahçedeki patlıcanların kaderi belirlendi!
3 yorum :
benim de aklıma bugünlerde kalamar geliyor hep,bir ara alıp pişireyim bari :)
Anlatım harika resimler harika ahtapot deniz ürünlerine bayılırım orda olduğumu hayal ettim :) iyi tatiller ;)
Resimler ve yazı resmen beni oralara götürdü, herşey çok keyifli görünüyor.
Yorum Gönder